YGS-LYS Türkçe, Türk Edebiyatı Hazırlık - ÇIKMIŞ SORULAR

21 Ağustos 2014 Perşembe

Sözcüğün Anlamı ve Yorumu (Sözcükler Arasındaki Anlam İlişkileri)

Sözcüğün Anlamı ve Yorumu 2
Sözcükler Arasındaki Anlam İlişkileri


II) SÖZCÜKLER ARASINDAKİ ANLAM İLİŞKİLERİ

1)      Anlamdaş (Eş anlamlı) Sözcükler:
   Yazılışları farklı olduğu halde, anlam bakımından aynı olan, aynı kavramı anlatmaya yarayan sözcüklere anlamdaş sözcükler denir.
●Türkçedeki eş anlamlı sözcüklerden biri genellikle yabancı kökenlidir.
DİKKAT: Eş anlamlı sözcükleri bir cümle içinde bir arada kullanmak, anlatım bozukluğuna yol açar.
Bugün çok neşeli ve şen görünüyorsun
Otobüslerde yaşlı ve ihtiyarlara yer vermeliyiz. (Bu cümlelerde eş anlamlı sözcükleri bir arada kullanmaktan dolayı anlatım bozukluğu meydana gelmiştir.)
                
                           Türkçe                        Yabancı Kökenli
                 ●Bilim                                    ●İlim
                 ●Olay                                     ●Vaka
                 ●Öğrenci                                ●Talebe
                 ●Okul                                     ●Mektep
●Sağlık                           ●Sıhhat          
                 ●Sözcük                                 ●Kelime

*Anlamdaş olarak kullanılan bazı sözcükler her zaman anlamdaş olarak kullanılmaz.
●Bu pantolon sana bol geldi. / Bu pantolon sana geniş geldi.    (Olur)
●Bu yıl tarladan bol ürün aldık. / Bu yıl tarladan geniş ürün aldık. (Olmaz)

2) Karşıt Anlamlı Sözcükler:
 Anlamca birbirine ters düşen, birbiriyle çelişen sözcüklere karşıt (zıt) anlamlı sözcükler denir.
*Uzun - Kısa
*Beyaz – Siyah
DİKKAT: Bir eylemin olumsuzu onun karşıt anlamlısı değildir. Ağlamak sözcüğünün karşıt anlamlısı “ağlamamak” değil “gülmek” sözcüğüdür.

*gel - gelme (olumsuz)    /   gel - git (karşıt)
  Dilimizde her sözcüğün karşıtı bulunmaz. Karşıt anlamlısı olmayanlara örnek: ekşi, mavi,kitap
Özellikle nicelik ve nitelik bildiren sözcüklerin yani sıfatların ve zarfların karşıtı bulunur.
*büyük/küçük
*güzel/çirkin

3) Sesteş (Eşsesli) Sözcükler:
    Sesleri aynı, anlamları farklı olan sözcüklere sesteş sözcük denir. Sesteş sözcükler arasında hiçbir anlam ilişkisi yoktur.

Çay kenarında çay içtik. (Bu cümledeki çay sözcükleri sesteştir.)
Yol kenarındaki otları yol demedim mi? (yol ismi ile yol- fiili sesteştir.)
Kır çiçeğinin boynunu kır demedim. (Bu cümlede “kır” sözcükleri sesteştir.)



DİKKAT:  Sesteşlikle, çok anlamlılık birbirine karıştırılmamalıdır. Sesteş sözcüklerde anlam yönünden hiçbir yakınlık, hiçbir ilgi yoktur; çok anlamlılıkta ise bir sözcüğün temel anlamına bağlı olarak yeni anlamlar ortaya çıkmıştır.
*Çocuğun burnu kırılmış.(Temel anlam)                   *Ayakkabının burnu aşınmış (Yan anlam) Bu cümlelerdeki "burun" sözcüğünün eşseslilikle hiçbir ilgisi yoktur. Temel-yan anlam ilişkisi vardır.

DİKKAT: Dilimizde sesteş gibi görünen, yazılışları ve okunuşları birbirine oldukça yakın sözcükler vardır. Yazılımları arasındaki fark sadece bir inceltme işareti (^)olan bu sözcükler sesteş ve anlamdaş değil, tümüyle farklı sözcüklerdir.
*adet: tane, sayı                           
  âdet: gelenek                             
*yar: uçurum
  yâr: sevgili
*aşık: : ayak bileğinde bulunan küçük kemiklerden biri               
* âşık: halk ozanı, şair

!!Uyarı!!:Sözcüğün gerçek ve mecaz anlamının sesteşlikle ilgisi yoktur. Sesteş sözcüklerde anlam ilişkisi olmaz.
*Çocuk camı kırdı.

* Bu sözler onu çok kırdı.


4)Somut - Soyut Anlamlı Sözcükler:
    Bazı kavramlar duyu organlarıyla bazıları da duygularla algılanır. Duyularımızla algılayabildiklerimize  somut, duygularımızla algılayabildiklerimize de soyut kavramlar denir.
     ●Somut anlam, bizim dışımızda var olan, herkesin düşüncesinde aynı görüntüyü canlandıran, sayılabilen, ölçülebilen,  kavramların anlamıdır. Örnek: kalem,bardak,kaşık,…vb
     ●Soyut anlam bizim dışımızda var olmayan ancak akıl yoluyla tasarlanıp düşünülebilen kavramların anlamıdır.
Örn; Üzüntü, sevgi, gözlem, aşk,...

●Somut anlamlı kavramlar kişiden kişiye değişmez. Nesnel bir özellik gösterir.
●Soyut anlamlı kavramların bir nesnelliği yoktur; bu kavramlar kişiden kişiye değişir. Çünkü kişinin duygu ve düşüncesine göre özellik kazanır.
 *Ev somuttur, sevgi soyuttur
● Gerçekte somut anlamlı kimi sözcükler, anlam genişlemesi yoluyla soyut bir anlam da          kazanabilir, buna somuttan soyuta geçiş denir.
*Yol: Bu yoldan ağır taşıtlar geçemez. / Bu yolla soruyu çözemezsiniz.
*Ağacın dalını kırdı. (Somut)  / Bugünkü davranışı kalbimi kırdı. (Soyut)

5) Nicelik-Nitelik Anlamı: 
    Varlıkların sayılamayan, ölçülemeyen özelliklerini karşılayan sözcükler (biçim, durum, renk) nitel anlamlı; varlıkların ölçülüp sayılabilen, herhangi birimle ifade edilebilen özelliklerini karşılayan sözcükler (büyüklük, küçüklük, kısalık, uzunluk) nicel anlamlıdır
*Evin büyük bir bahçesi vardı(ölçülebilir) ==> Nicel    Yeşil pencerenden bir gül at bana.(Renk)==>Nitel anlamlı
Örtsün üstümüzü ıslak geceler (“ıslak” sözcüğü nitel anlamlıdır.)
Az bir parayla bizi savuşturdu. (“Az” sözcüğü nicel anlamlıdır.)
    
6) Genel ve Özel Anlamlı Sözcükler:
 Varlıkları ya da kavramları topluca belirten, adlandıran sözcüklere genel anlamlı sözcükler denir. "Varlık, canlı, bitki, kitap" gibi sözcükler genel anlamlı sözcüklere örnektir. Tek bir varlığı adlandıran, belirten sözcüklere de özel anlamlı sözcükler denir. Örnegin  Antalya, alabalık, Ayşe…

●Genel  ======================== > Özel
*Bitki => Ağaç => Elma
*Hayvan => Kedi => Van Kedisi
*Kitap => Roman => Peyami Safa => Yalnızız
*Varlık => İnsan => Kadın => Ayten

7) Yansıma Sözcükler:
  Doğa olaylarının seslerini taklit eden, yansıtan sözcüklere yansıma sözcükler denir. Bütün sözcüklerin bir kısmı doğadaki varlıklardan kaynaklanırlar. Bu köklerden isim soylu sözcük ya da fiil türetilebilir.
tak-ır-tı  =>isim                               me-le-mek => fiil

Bu köpek durmadan havlıyor.
Bir patlama duyuldu.


7)İkilemeler:      
   Anlatım gücünü arttırmak, anlamı pekiştirmek amacıyla, bazı sözcüklerin     aynen tekrarlanmasıyla, kalıplaşmış olarak kullanılan sözcüklere ikileme denir.                         İkilemeler genellikle şu biçimlerde oluşur:
a) Aynı sözcüğün yinelenmesiyle:
ağır ağır, yavaş yavaş, hızlı hızlı
b) Birbirine eş ya da yakın anlamlı sözcüklerin yanyana getirilmesiyle:
sorgu sual, hısım akraba, ses seda, eş dost, yalan yanlış, doğru dürüst
c) Karşıt anlamlı sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
er geç, bata çıka, düşe kalka, aşağı yukarı,.. 
d) Biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
ufak tefek, eğri büğrü...
e) İkisi de anlamsız sözcüklerin bir arada kullanılmasıyla:
ıvır zıvır, abur cubur..
e) İkinci sözcüğe "m" sesinin getirilmesiyle:
tabak mabak,  para mara, çocuk mocuk
e) Çeşitli anlam ilgileri bulunan sözcüklerin yan yana getirilmesiyle:
güle oynaya, eli yüzü, kurda kuşa, etliye sütlüye...

NOT: İkilemelerin arasına noktalama işareti konmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Sitede Ara