1.TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU
SORU: TANZİM ETME VE KÖKTEN DEĞİŞTİRME ARASINDAKİ FARKLILIKLAR NELERDİR?Düzeltme,
düzenleme, düzen verme…anlamlarına gelen tanzim etme var olanın
gereksinimlere göre yeniden düzenlenmesidir.Kökten değişim ise yüzeyde
değil derinlemesine yapılan değişimdir.Örneğin eski bir konağı restore
edip ihtiyaca uygun şekilde eklentiler yapmak tanzim etmek, konağı yıkıp
yerine yepyeni bir bina yapmak kökten bir değişimdir.
SORU:TÜRK EDEBİYATINDA 1860 YILINDAN ÖNCE “ÖYKÜ,ROMAN,MAKALE,DENEME,FIKRA,TİYATRO” GİBİ TÜRLERDE YAZILMIŞ ESERLER VAR MIDIR?
Öykü,roman,makale,deneme
ve fıkra gibi türler Tanzimat edebiyatıyla (1860-1896)edebiyatımıza
girmiştir.İlk çeviri roman Yusuf Kamil Paşanın Fenelon’dan çevirdiği
Telemak adlı eserdir,ilk yerli roman ise 1872’de Şemsettin Sami
tarafından yazılan Taşşuk-ı Talat ü Fitnat’tır.(Talat ve Fitnat’ın
Aşkları) İlk edebi roman : Namık Kemal tarafından 1876′da yazılan
“İntibah“tır. Batılı tekniğe
uygun ilk kusursuz roman ise Aşk-ı Memnu’dur.İLK yerli tiyatroyu ise
Şinasi 1859 yılında yazmıştır: Şair Evlenmesi…İlk makale: 1860′ta Şinasi
tarafından “Mukaddime” adıyla, Tercüman-ı Ahval’de yazılmıştır.
SORU: TANZİMAT FERMANI İLE ADLİ,SİYASİ,ASKERİ,MALİ VE İDARİ ALANLARDA GERÇEKLEŞTİRİLEN YENİLİKLER NELERDİR?
YENİLEŞME DÖNEMİ HAKKINDA
Yenileşme dönem 17. Yy ın sonundaki Karlofça (1699) antlaşması ile başlamıştır. Ancak 19 yy da hız kazanmıştır. Bu yüzden yenileşme dönemi 19 yüzyılı kapsamaktadır.
19. yüzyılda siyasi alanda yapılan yenilikler:
-Yönetim merkezi olan Babıali güçlendirildi
Divan örgütü kaldırılarak yerine bakanlıklar (nazırlıklar) kuruldu.
Yenileşme dönem 17. Yy ın sonundaki Karlofça (1699) antlaşması ile başlamıştır. Ancak 19 yy da hız kazanmıştır. Bu yüzden yenileşme dönemi 19 yüzyılı kapsamaktadır.
19. yüzyılda siyasi alanda yapılan yenilikler:
-Yönetim merkezi olan Babıali güçlendirildi
Divan örgütü kaldırılarak yerine bakanlıklar (nazırlıklar) kuruldu.
Yenilikler için askeri, adli ve idari meclisler oluşturuldu
Valiler doğrudan merkezden atandı Köy ve mahalle için muhtarlıklar kuruldu
Memurlara rütbe ve nişan verildi,
Devlet memurlukları dahiliye (iç işleri), ve hariciye (dış işleri) olarak ikiye ayrılıp maaş bağlandı.
İller merkeze bağlanmış ve “ayan”lık sistemine son verilmiştir.
İlk kez mahalle ve köylerde muhtarlıklar kurulmuştur.
Şeyhülislamın yetkileri sınırlandırılmıştır.
Askeri ve mali amaçlı olarak ilk nüfus sayımı yapıldı
Polis teşkilatı ile posta teşkilatı kuruldu
Müsadere usûlü (devletin kişilerin mallarına el koyması) kaldırılıp özel mülkiyet güvenceye alındı
Takvim-i Vekayi adıyla ilk resmi gazete çıkarıldı
-Meclis-i ahkam-ı adliye (mahkeme) kuruldu
-Yeni meclisler komisyonlar kuruldu
-Ceza ve ticaretle ilgili yasalar çıkarıldı, yabancılarında katıldığı karma ticaret mahkemeleri kuruldu.
-Padişahın yetkileri kısıtlandı yönetim yetkisi meclise verildi.
- Ülke vilayetlere sancaklara kazalara köylere ayrıldı valiler kaymakamlar görevlendirildi
19. yüzyılda sosyal hayatta yapılan yenilikler
-Posta telgraf teşkilatı kuruldu, haberleşmede gelişme sağlandı.
Ceket, pantolon ve fes giyme zorunluluğu getirildi
-Yeni yollar yapıldı, ilk demiryollarının yapımına başlandı.
-Belediyeler kuruldu
-İlk nüfus sayımı yapıldı (askere gidecekleri belirlemek için)
-Kıyafet değişikliği yapıldı, devlet memurlarına ceket gömlek fes giyme zorunluluğu getirildi.
-Halk avrupai yaşama özenmeye başladı, evlerde yurtdışından mobilyalar ve ev eşyaları kullanılmaya başlandı, eğlence şekilleri değişti.
19 yüzyılda askeri alanda yapılan yenilikler
-Yeniçeri ocağı kaldırıldı
-Nizam-ı cedid kuruldu
-Ordunun eğitim şekli değişti.
-Ordu beş ordu şeklinde teşkilatlandırıldı.
-Askerlik süresi beş yıl olarak belirlendi.
-Askere alma işi kura ile yapılmaya başlandı.
19. yüzyılda eğitim alanında yapılan yenilikler
-İlk eğitim bakanlığı kuruldu (meclis-i maarif-i umumiye)
-Rüştiyelerin (ortaokul) sayısı arttırıldı.
-İlk kız rüştiyesi kuruldu
-Rüştiye üzerinde eğitim veren idadilerin ilki kuruldu.
-Robert koleji, galatasaray sultanisi, duşşafaka adlarında ilk özel okullar açıldı.
-Mektebi mülkiye (siyasal bilimler fakültesi) açıldı.
-Darülfünun (üniversite) kuruldu
-Avrupaya öğrenci gönderilip, öğretmenler getirildi.
-Meclis-i ahkam-ı adliye (mahkeme) kuruldu
-Yeni meclisler komisyonlar kuruldu
-Ceza ve ticaretle ilgili yasalar çıkarıldı, yabancılarında katıldığı karma ticaret mahkemeleri kuruldu.
-Padişahın yetkileri kısıtlandı yönetim yetkisi meclise verildi.
- Ülke vilayetlere sancaklara kazalara köylere ayrıldı valiler kaymakamlar görevlendirildi
19. yüzyılda sosyal hayatta yapılan yenilikler
-Posta telgraf teşkilatı kuruldu, haberleşmede gelişme sağlandı.
Ceket, pantolon ve fes giyme zorunluluğu getirildi
-Yeni yollar yapıldı, ilk demiryollarının yapımına başlandı.
-Belediyeler kuruldu
-İlk nüfus sayımı yapıldı (askere gidecekleri belirlemek için)
-Kıyafet değişikliği yapıldı, devlet memurlarına ceket gömlek fes giyme zorunluluğu getirildi.
-Halk avrupai yaşama özenmeye başladı, evlerde yurtdışından mobilyalar ve ev eşyaları kullanılmaya başlandı, eğlence şekilleri değişti.
19 yüzyılda askeri alanda yapılan yenilikler
-Yeniçeri ocağı kaldırıldı
-Nizam-ı cedid kuruldu
-Ordunun eğitim şekli değişti.
-Ordu beş ordu şeklinde teşkilatlandırıldı.
-Askerlik süresi beş yıl olarak belirlendi.
-Askere alma işi kura ile yapılmaya başlandı.
19. yüzyılda eğitim alanında yapılan yenilikler
-İlk eğitim bakanlığı kuruldu (meclis-i maarif-i umumiye)
-Rüştiyelerin (ortaokul) sayısı arttırıldı.
-İlk kız rüştiyesi kuruldu
-Rüştiye üzerinde eğitim veren idadilerin ilki kuruldu.
-Robert koleji, galatasaray sultanisi, duşşafaka adlarında ilk özel okullar açıldı.
-Mektebi mülkiye (siyasal bilimler fakültesi) açıldı.
-Darülfünun (üniversite) kuruldu
-Avrupaya öğrenci gönderilip, öğretmenler getirildi.
SORU:TANZİMAT
FERMANI İLE GETİRİLMEK İSTENEN DEĞİŞİKLİKLERİ HALK MI AYDINLAR VE
YÖNETİCİLER Mİ İSTEMİŞLERDİR? BU DEĞİŞİKLİKLERE NİÇİN İHTİYAÇ
DUYULMUŞTUR?
Tanzimat Fermanı ile getirilmek istenen yenilikler devlet yöneticileri tarafından devletin varlığını sürdürebilmesi ve devletin eski gücüne tekrar kavuşması amacıyla yaptırılmıştır.
SORU: 19.YÜZYIL TANZİMAT DÖNEMİNDE İSTANBUL’DA SÜRDÜRÜLEN İKİ FARKLI YAŞAMI KARŞILAŞTIRINIZ?SONUÇLARI İFADE EDİNİZ.
Tanzimat
döneminde Beyoğlu eskiden beri gayr-ı Müslimlerin (Hristiyan ve
Yahudiler)zorunlu ikamet yeri olarak Batılı yaşamı sürdüren ve Batı’dan
gelen yeniliklerin görüldüğü ilk yer olma özelliğine
sahiptir.19.yüzyılda Beyoğlu’nda Batı mimarisiyle yapılan binalar
bulunmakta eğlence ve Avrupai bir yaşamın ön planda olduğu dini
kaygılardan uzak bir hayat sürülmüştür.
İstanbul’un en eski yerleşim yeri olan Surlar içindeki İstanbul ise Osmanlı geleneksel sosyal yaşam yapısını koruyan Doğu-İslam kültürünün hakim olduğu merkez konumundadır.
SORU: “Turfanda mı Turfa mı?” romanından hareketle Tanzimat Dönemi eserlerinin yazılış amacı nedir?
Tanzimat
dönemi eserlerinde “Sanat halk içindir.” Anlayışıyla halkı
eğitme,bilgilendirme amacı vardır.Bu dönemde edebiyat amaç değil araç
olarak görülmüştür.
SORU: TANZİMAT DÖNEMİNDE YAYIMLANAN GAZETELER VE BU GAZETELERİN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
TANZİMAT DÖNEMİNDE ÇIKARILAN GAZETELER
I-TAKVİM-İ VEKÂYİ ( 1831)
Toplumlarda
gazetenin iki önemli görevi vardır. İktidarın bildirdiklerini halka
iletmek ve halkı siyasi güncel olaylar hakkında bilgilendirmek. 1826
yılında Yeniçeri Ocağını kaldıran ve devlet yönetiminde reform
hareketlerine girişen II. Mahmut'un bu gelişmelere paralel olarak 1831
de Takvim-i Vekayinin Osmanlıca ilk resmi gazete sıfatı ile çıkması
tesadüf olamaz. 1830 yıllar II.Mahmut'un iktidarı merkezleştirmeyi
amaçladığı bir dönemdir. Padişah, reformlarının gerçekleşmesinde siyasi
basın gücünün farkındadır. Yurt içinde kamoyu oluşturmayı hedeflediği
kadar imparatorluktaki reform ve değişileri batı dünyasına duyurma
arzusu içinde Arapça, Ermenice,Farsça, Fransızca, ve Rumca baskılarıda
yayımlanmıştır. Ayrıca Mısır 'da Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın teşebbüsü
ile 1831 de Takvim-i Mısriyye yayımlanmıştır. Osmanlı Devletine karşı
etkin bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Takvim-i Vakayi
haftalık olarak yayınlanan bir gazetedir. Resmi ilanların yanı sıra iç
ve dış gelişmelere ilişkin haberler yer almaktaydı. Resmi
bir gazete olmasından dolayı makale içerikleri devletin görüşleri
doğrultusundaydı. 1860'tan sonra sadece resmi duyurular ve kabul edilen
yasa metinleri yayınlanır oldu. II.Abdülhamit devrinin büyük bir
kısmında yayınlanmasına karşın, 1878 yılından 1891 yılına kadar
yayınlanmadı. 1892 de yeniden yayın hayatı durdu. 1908 de Jön Türk
İhtilali sırasında yenıden yayınlandı. Türkiye Cumhuriyeti döneminde onun yerini Resmi Gazete almıştır.
II-CERİDE-İ HAVADİS( 1840)
Ceride-İ
Havadis, Türk basın tarihinin ilk özel türkçe gazetesi olarak kabul
edilir ancak devletten yardım alması yarı resmi bir yapı doğurmuştur.
William Churchill adında bir ingiliz tarafından 1840 yılında çıkarılmaya
başlanmıştır. sadece haber içerikli olan gazete ilk yayınlandığı
günlerde hiç ilgi görmemiş, ilk üç sayı bedava dağıtılmıştır. gazete
haftalık olarak çıkarılmaya başlanmış ardından on günde bir çıkarılması
kararlaştırılmıştır. ardından William Churchill siyasi nüfuz kullanarak
devletten ayda 2500 kuruşluk yardım almayı başarmıştır. gazetede, dış
ülkelerden muhabirleri vasıtasıyla dış haberlere yer verilmiştir. bu
özelliği nedeniyle gazete seçkin zümre tarafından takip edilmiştir.
gazeteye iskenderiye’den haber gönderen bir muhabir türk basın tarihinin
ilk muhabiri sayılmaktadır. Gazetenin diğer bir özelliği ilanlara yer
vermesidir. ilk ölüm ilanları bu gazetede yer almıştır. 1854 Kırım
savaşına, gazete savaş muhabirlerini göndermiştir, gazete 1864 yılında
1212 sayıyı geride bırakarak kapanmıştır.
III- TERCÜMAN-I AHVAL(1860)
Tercüman-ı
Ahvâl, İstanbul'da 1860-1866 arasında yayımlanan ilk özel Türkçe
gazetedir. Bu gazete hem gazetecilik hem de edebiyat yönünden tam bir
dönüm noktası olmuştur. Sosyal ve siyasal olayların yoğunluk arzettiği
halk tarafından merak ve heyecanla izlenen olaylar bu gazetede
yayınlanmıştır.Bir övgü gazetesi değil , düşünceve tartışma gazetesi
olmuş,fertlerin düşünce ve kanatlarını açığa vurulmasına katkı sağlamış,
imtiyazlı baş yazı geleneği ilk bu gazetede başlamış, tefrika ve
tartışmalar, haberi ön plana çıkaran araştırmalar, eğitim sisteminin
aksaklıkları ve siyasi elaştiri örnekleri yine ilk bu gazetede yer
almıştır 22 Ekim 1860'ta Agah Efendi tarafından çıkarıldı. Önceleri
pazar günleri çıkan gazete 22 Nisan 1861'deki 25. sayısıyla birlikte
haftada üç gün yayımlanmaya başladı. Gazete zamanla Ceride-i Havadis
gazetesiyle rekabet edebilmek için yayınını beş güne çıkardı.
Bahçekapı'da bir matbaada basılan gazete, matbaanın altındaki bir
tütüncü dükkanından satılıyordu.
Şinasi,
Ahmed Vefik Paşa, Ziya Paşa, Refik Bey'in sık sık bu gazetede yazıları
yer aldı. Bu yazılarda Osmanlı toplumunun geri kalma nedenleri ve ülkede
olup bitenler tartışılıyordu.Ayrıca edebi eserlerin de yayımlandığı
gazetede, batılı anlamda ilk Türkçe oyun olan Şinasi'nin Şair Evlenmesi
de (1860) dizi olarak yayınlamıştı.
Gazete,
Ziya Paşa'nın kaleme aldığı sanılan ve eğitim sistemine sert
eleştirilerde bulunan bir yazı yüzünden Mayıs 1861'de iki hafta süreyle
kapatıldı. Bu olay Türk basınında yayın durdurmanın ilk örneği oldu. 792
sayı yayımlanan Tercüman-ı Ahval 11 Mart 1866'da yayınına son verdi
NOT: Mukaddemesi ilk makale özelliği taşır
IV- TASVİR-İ EFKÂR( 1862)
Tercüman-ı
Ahvalin açtığı yolda çok emek ve titizlikle yayın hayatına giren, daha
ileri bir adam atan (Tasvir-i Efkar) olmuştur. Şinasi’nin kalemiyle
özgürlük düşüncesini yayması bakımından bu gazetenin Türk basın
tarihinde çok önemli bir yeri vardır. O dönemin en özlü ve kültürlü
yazıları onun kaleminden çıkmıştır
İlk
sayıdaki giriş bölümünde gazetenin amacının haber ulaştırmak, halkın
kendi yaraları düşünmeyi, kendi sorunları üzerinde durmayı, öğretmek
olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. padişahın tahta çıkış ve doğum
günlerinde övgüler koymayı reddeden Şinasi parlamenter sistemi savunmuş,
bu konuyla ilgili olarak Avrupa Basınından çeviriler yayınlanmıştır.
Şinasi’ye
göre gazete ilimin ve eğitimin gelişmesi sorunları ele alacak ve halkın
anlayacağı dille yayınlanacaktır. bu amaçla yayın ve eğitimle ilgili
haberlere önem vermiş, hatta bunlarla ilgili ilanları parasız
basmıştır.Tasvir-i Efkar haftada iki gün çıkıyordu. Gazete iç ve dış
haberler için ayrı ayrı sütunlar ayırmış ve bunlar ‘’Havadis-i Dahiliye
ve ‘’Havadis-i Hariciye’’ diye süslü başlıklarla verilmiştir. Şinasi,
kamuoyu, düşünce özgürlüğü gibi konularda uyarıcı başyazılar yazıyordu.
.Gazeteyi
üç yıla yakın bir süre Şinasi çıkardı.O sıralarda bir arkadaşının
tutuklanmasından tedirgin olan Şinasi,1865 İlk baharında Paris’e
kaçtı.Fazıl Mustafa Paşanın kendisini bu yolda desteklemiş olduğu öne
sürülür.
Şinasi’nin
ayrılışından sonra gazetenin başına Namık Kemalin geçtiğini görüyoruz.
Şinasi’nin etkisi altında kalan Namık Kemal daha 25 yaşında iken başyazı
yazmaya başladı. Yazılarında özgürlük konularına değiniyor ve aydın
çevrelerde geniş yankılar uyandırıyordu. 1867de çıkan ‘’Şark meşalesi ‘’
başlıklı bir yazı dizisi üzerine Namık Kemal in gazeteciliği yasak
değildi. Bunun üzerine Namık Kemal de Avrupa ya kaçtı ve gazetenin
yönetimi Recaizade Mahmut Ekrem'e kaldı. . Tasvir-i Efkar 835 sayı
yayınlanmıştır.Tasviri Efkarın eğitim ve edebiyat alanlarında yepyeni
bir yaklaşım oluşturduğu da kabul edilir. Halk dilini ön plana
çıkarması, sade anlatım ve keskin fikirli stili, gazetesine izin için
yaptığı başvurusundaki olabildiğince Türkçe anlatım ilgisine sadık
kaldığını gösterir. Okuyucu mektuplarına ve fikirlerine sütunlarını
açmıştır. Arap harfleriyle dizgiyi kolaylaştırmak için dizgi kasasındaki
harf sayısını 112 ye indirmiştir.
V-AYİNE-İ VATAN (1866)
Ayine-i
Vatan,Eğribozlu Mehmed Arif Bey’in gazetesi 1866’da çıkmıştır.İlk
resimli gazetedir. Kapatıldıktan sonra İstanbul adıyla yeniden
çıkmıştır.
VI- MUHBİR GAZETESİ (1866)
Kurucusu
Ali Suavi’dir..Hükümeti sert bir dille eleştirdiğindinden gazete
kapanmıştır. Yurt dışında çıkan bu muhalif basının ekseriyeti Türkçe
olmakla birlikte; Fransızca, Arapça, Almanca, İngilizce ve hatta
İbranice olarak yayın yapıyordu. Bu gazetelerin en eskisi, Ali Süavi’nin
Avrupa’ya kaçmasından sonra Londra’da yayınlamaya başladığı Muhbir’dir.
Fransızca ve İngilizce ekler de veren Muhbir, Mustafa Fazıl Paşanın
maddi desteğiyle 1867-1868 yıllarında 50 sayı kadar yayınlandı.
Muhbir’den sonra Yeni Osmanlıların yayın organı olan Hürriyet, Ziya Paşa
ve Namık Kemal tarafından 1868-1869 yıllarında Londra’da seksen dokuz
sayı çıkarıldı. Ali Süavi’nin, Sadrazam Ali Paşa hakkındaki bir yazısı
üzerine, İngiltere adliyesi tarafından takibata uğrayınca, 1870 yılında
Cenevre’de Ziya Paşa tarafından on bir sayı olarak çıkarıldı. Altmış
üçüncü sayıdan itibaren Namık Kemal gazeteden ayrıldı ve 1869’da yurda
döndü. Ziya Paşa ise 1871’de döndü. Ali Süavi, Mustafa Fazıl Paşanın
verdiği para ile Paris’te Ulum adlı bir gazete çıkarmaya başladı.
İnkılap fikirlerini yayan ilk gazetedir
VII-TERAKKİ GAZETESİ (1868)
Terakki,
1868’de Ali Raşid ve Filip Efendi’lerin çıkarttığı gazetenin bir
hususiyeti haftada bir kadınlara mahsus bir gazete çıkarmasıdır. Yine
haftalık mizah nüshası da vardır.
VIII-MÜMEYYİZ GAZETESİ (1869)
Mümeyyiz,1869’da
çıkan gazetenin sahibi Sıtkı Efendi’dir. En büyük meziyeti çocuklar ait
bir nüshasının olmasıdır.hafta içi 5 gün yayımlanan bir gazete idi. İlk
sayısı Çarşamba’ya denk düşmesine rağmen geri kalan baskıları gazetenin
Cuma günkü baskılarının yanında ve aynı ismi, Mümeyyiz ismini taşıyan,
yanında ise “çocuklar için gazetedir” yazısı bulunan bir ilave olarak
Mümeyyiz, dönemin Süpyan Mektepleri’nde (ilkokul) verilen eğitime ek
olarak çocuklara, daha çağdaş daha Batılı eğitimle destek vermeyi ve bu
yolla uzun vadede de olsa Türk toplumunun daha eğitimli ve daha çağdaş
bir konuma gelmesi hatta Batılı ülkelere karşı yitirdiği eski itibarını
ve gücünü yakalaması için çözüm üretmeyi hedeflemişti.
IX-İBRET GAZETESİ (1870)
1870
yılında yayın hayatı başlayan gazetenin adı iki yıllık çalkantılı bir
dönem geçirdikten sonra Ahmet Mithat Efendi tarafından “kiralanır” ve
1872’den başlayarak Namık Kemal, Ebüzziya Tevfik gibi ünlü adların
bulunduğu kadrosuyla çıkmaya başlar. Başyazarı Namık Kemal’dir.
Özellikle Namık Kemal’in yazıları nedeniyle ilgi gören gazete, yine
Namık kemal yüzünden 1873’de kapatılır. Sebebi de yazarın “Vatan Yahut
Silistire” adlı oyunudur. Oyunu beğenen ve tezahüratlarla İbret gazetesi
önünde toplanan halkın heyecanı Osmanyı Sarayını ayağa kaldırınca
gazete 1873 yılı Nisan ayında kapatılır. Ebüzziye Tevfik ile Ahmet
Mithat Efendi Rodos adasına gönderilir. Gazete ancak 132 sayı
yayınlanabilmiştir. Namık Kemal bu gazetede, özgürlükçü fikirleri
savunmuş, basının işlevlerini ve önemini vurgulamıştır.
X-MUSAVVER GAZETESİ (1872)
Musavver,1872’de çıktı. En önemli özelliği tercümelere yer vermesi ve Fotoğraflı olarak yayımlanan ilk gazete olmasıdır.
XI-TERCÜMAN-I HAKİKAT( 1878)
II.
Abdülhamid döneminde yayımlanan en önemli gazete,1878’de çıkmaya
başlayan Tercüman-ı Hakikat Gazetesi, Ahmed Mithad Efendinin başarılı
kalemi ile ve hükumeti tenkid etmeyen büyüklere şantaj, sansasyon
özelliğinde olmayan ciddi haberciliğiyle bu devrin en uzun ömürlü ve
itibarlı gazetesi oldu. Daha sonraki senelerde Ahmet Midhat Efendinin
damadı Muallim Naci’nin idare ettiği bir edebi ilave verdi. Bu son
derece ciddi ve terbiyevi bir edebiyat mecmuasıydı. Çocuklar için
haftalık ilaveler verdi. Bu gazetede telif romanlar tefrika edildiği
gibi, batı klasikleri de veriliyordu. Midhat Efendi bu arada 150’den
fazla roman ve ilmi kitap yayınladı. Kitaplar, çekici ve akılcı bir
üsluba sahib olduğundan, okutucu ve öğreticiydi. On dört ciltlik Avrupa
Tarihi, üç ciltlik Dünya Tarihi serileri, o devirde halk tarafından
merakla okundu.
Ayrıca,
Tercüman-ı Hakikat gazetesi tarafından açılan yardım kampanyası Osmanlı
hükûmetinin yaptığı yardımların paralelinde olarak, İstanbul’da
yayımlanan ve Ertuğrul’un battığını ilk kez Bahriye bakanı da dahil
kamuoyuna duyuran Tercüman-ı Hakikat gazetesi tarafından da şehit
ailelerine ve yetimlerine yardım toplanmaya başlanmıştı. Bu gazete
gericiliğe ve tutuculuğa savaş açmıştır. Daha sonraları Ağaoğlu
Ahmet’inde sert yazılar yazdığı gazete , devamlı suretle ittihatçılarla
yapılan tartışmaların yayın aracı olmuştur. Balkan Harbi’nden sonra
Ahmet Mithat’ın ölümü üzerine gazete Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar
yayınlarını sürdütmüş daha sonra kapanmıştır.
XII-MİZAN GAZETESİ (1886)
Mizan
Gazetesi : 21 Ağustos 1886’da haftalık mizan gazetesi çıkarılmıştır. bu
gazeteyi Mizancı Murat adıyla anılan Murat bey çıkarmıştır. Gazetede iç
ve dış politika konularına , ekonomi eğitim , maliye ile ilgili çeşili
problemlerin çözümüne yer verilmiştir.Mizan Gazetesi 1897’de kapatılmıştır.
Not: tasvir-i Efkar, Tercüman-ı Hakikat, Mizan gazeteleri halkın okuma alışkanlığının artmasında etkili olmuşlardır.
XIII-İKDAM GAZETESİ (1894)
Ahmet
Cevdet tarafından İstanbul’da çıkarılan günlük gazete. Yazarları
Bâbanzade İsmail Hakkı, Abdullah Zühtü, Ahmet Rasim idi. 24 Temmuz günü
Hüseyin Cahit’te onlara katılmıştır. Abdülhamid döneminde birkaç defa
kapatılmıştır. Ahmed Cevdet (Oran) kurduğu bu gazeteyi “siyasi Türk
Gazetesi” olarak nitelemiştir
Sonuç
olarak baktığımızda, Tanzimat ile birlikte Batı ya ait pek çok edebi
tür edebiyatımıza başarıyla uyarlanmıştır. Günümüzdeki yayınlanan pek
çok yayın çeşidinin temelleri bu dönemde atılmıştır. Yukarıda belirtilen
gazetenin dışında pek çok gazete bu dönemde yayınlanmış halkı
bilgilendirme görevini başarıyla yapmıştır. Bu dönemde dikkat çeken bir
başka önemli konu 1860 ta Türk basınının devlet ve hükümete karşı tavır
alması,diğer dillerde yayınlanan gazetelerinde devletin birlik ve
bütünlüğünü bozucu yayınlar yapması üzerine devlet bazı tedbirler
almıştır.1864 te Matbuat Nizamnamesi düzenlenmiştir. Nizamname ile daha
önce kurulmuş olan Babıali Tercüme odası, Matbuat müdürlüğü gibi
kurumlara yeni görevler veriliyordu. Bunlar; siyasi nitelikteki
yayınlara ruhsat vermek, yayınların içeriğini kontrol etmek, gazetelere
verilecek resmi ilanları düzenlemek, Avrupa'da ülke aleyhi yayınlar
yapan mecmuaların ülke içine girmesine engel olmak,aykırı davrananlara
para ve hapis cezası uygulamak. Böylece devlet başta padişah ve diğer
mensuplarını koruma altına almış oluyordu. Bu durum 1909 a kadar devam
etmiştir.
SORU: TANZİMAT DÖNEMİNDE GAZETECİLİĞE NİÇİN ÖNEM VERİLMİŞTİR?
· Gazetenin Batılı devletlerdeki işlevinin ve gücünün anlaşılması
· Gazetenin ticari bakımdan kitaba göre daha avantajlı olması,pazarlanmasının kolay olması
· Halkın anlayabileceği bir dille yazılması
· Gazetenin basılan kitaplarla ve oynan tiyatro oyunlarıyla ilgili haber vermesi
· Roman
ve tiyatro eserlerinin tefrika edilmesini sağlaması ileriki yıllarda
şiirlere ve edebiyat konularına halkın kolayca ulaşmasını sağlaması
· Toplumsal konuların edebi türlere girmesini sağlaması
SORU: ŞİNASİ,ZİYA PAŞA VE NAMIK KEMAL’İN YETİŞME TARZLARI VE ALDIKLARI EĞİTİM NASILDIR?
I.
dönem Tanzimat edebiyatını oluşturan sanatçılar Şinasi, Ziya Paşa,
Namık Kemal, Ahmet Vefik Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Şemsettin Sami'dir.
Bu dönem sanatçıları, genel olarak toplumun zengin kesiminden çıkmış, iyi yetişmiş kişilerdir. Halk kökenli değillerdir; ama halkı bilinçlendirip uyandırmaya çalışmışlardır.
"Toplum için sanat" düşüncesini benimsemişlerdir.
Bu sanatçıların yetişmeleri tümüyle eski kültürle olmuştur.
Tanzimatçıların idealleri ile uygulamaları, inançları ile yaşantıları arasında büyük farklılıklar vardır. Bu yüzden Tanzimat döneminde hep bir "ikilik" söz konusudur.
Dilde sadeleşme düşüncesini savunmuşlardır; ancak bu düşünce uygulanamamıştır.
Divan şiirini şiddetle eleştirmişler, ancak özellikle biçim yönünden Divan şiiri örneği sayılacak şiirler yazmışlardır (Gazel, kaside, terkib-i bent). Hece ölçüsünü ve Halk ede¬biyatını savunmuşlar, ama bu düşüncelerini de -birkaç örnek dışında- uygulamaya geçirememişlerdir.
Tanzimat şiirinde söyleyiş değil, fikirler önem kazanmıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi şiirlerde yeni konulara yer vermişlerdir.
Bu dönem sanatçıları aynı zamanda birer devlet adamıdır, idarecidir, siyasetçidir. Özellikle şiirleriyle toplumu etkilemeye ve yönlendirmeye çalışmışlardır. Toplumsal sorunlara çözüm arayışına yönelmişlerdir.
Bu dönem sanatçıları, genel olarak toplumun zengin kesiminden çıkmış, iyi yetişmiş kişilerdir. Halk kökenli değillerdir; ama halkı bilinçlendirip uyandırmaya çalışmışlardır.
"Toplum için sanat" düşüncesini benimsemişlerdir.
Bu sanatçıların yetişmeleri tümüyle eski kültürle olmuştur.
Tanzimatçıların idealleri ile uygulamaları, inançları ile yaşantıları arasında büyük farklılıklar vardır. Bu yüzden Tanzimat döneminde hep bir "ikilik" söz konusudur.
Dilde sadeleşme düşüncesini savunmuşlardır; ancak bu düşünce uygulanamamıştır.
Divan şiirini şiddetle eleştirmişler, ancak özellikle biçim yönünden Divan şiiri örneği sayılacak şiirler yazmışlardır (Gazel, kaside, terkib-i bent). Hece ölçüsünü ve Halk ede¬biyatını savunmuşlar, ama bu düşüncelerini de -birkaç örnek dışında- uygulamaya geçirememişlerdir.
Tanzimat şiirinde söyleyiş değil, fikirler önem kazanmıştır. Yukarıda da belirtildiği gibi şiirlerde yeni konulara yer vermişlerdir.
Bu dönem sanatçıları aynı zamanda birer devlet adamıdır, idarecidir, siyasetçidir. Özellikle şiirleriyle toplumu etkilemeye ve yönlendirmeye çalışmışlardır. Toplumsal sorunlara çözüm arayışına yönelmişlerdir.
SORU: TANZİMAT EDEBİYATI NE ZAMAN VE HANGİ OLAYLA BAŞLAMIŞTIR?
Tanzimat
edebiyatı 1860 yılında Şinasi ve Agah Efendinin birlikte çıkardıkları
İLK ÖZEL GAZETE Tercüman-ı Ahval Tanzimat edebiyatının başlangıcı
olmuştur.
SORU: TANZİMAT DÖNEMİNDE ORTAYA ÇIKAN EDEBİ TÜRLER HANGİLERİDİR?
Makale,roman,öykü,tiyatro,eleştiri,fıkra,anı(hatıra)…
SORU: TANZİMAT DÖNEMİNDEKİ İLKLER NELERDİR?
Tanzimat Dönemindeki İlkler
* İlk çeviri roman: Les aventures de Télémaque, çeviri: Yusuf Kamil Paşa
* İlk roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Şemseddin Sami
* İlk köy romanı: Karabibik, Nabizade Nazım
* İlk realist romancı: Recaizade Mahmut Ekrem
* İlk realist roman: Araba Sevdası, Recaizade Mahmut Ekrem
* İlk edebi roman: İntibah, Namık Kemal
* İlk tarihi roman: Cezmi, Namık Kemal
* İlk kadın romancı: Fatma Aliye
* İlk tiyatro: Şinasi’nin Şair Evlenmesi’dir.
* İlk mizah gazetesi: Teodor Kasap
* Matbaada basılan ilk kitap: Vankulu Lügati
* İlk mülakat (röportaj): Rüya,Ziya Paşa
* İlk makale: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi, Şinasi
* İlk kez noktalama işareti kullanılan eser: Tercüman-ı Ahval, Şinasi
* İlk şiir çevirisi: Tercüme-i Manzume, Şinasi
* İlk gazete: Takvim-i Vakayı, sahibi devlet (1831)
* İlk özel sanat, fikir, edebiyat gazetesi: Tercüman-ı Ahval, Şinasi, Agah Efendi (1860)
* İlk anı: Defter-i Amal, Ziya Paşa
* İlk oynanan tiyatro: Vatan yahut Silistre, Namık Kemal
* İlk edebiyat ders kitabı: Talim-i Edebiyat, R. Mahmut Ekrem
* İlk naturalist roman: Zehra, Nabizede Nazım
* İlk öykü: Letaif-i Rivayet, A. Mithat Efendi
* İlk gerçekçi öykü: Küçük Şeyler, Sami Paşazade Sezai
* İlk doğa betimlemesi: Sahra, Abdülhak Hamit Tarhan
* İlk eleştiri:Tahrib-i Harabat,Namık Kemal
* İlk roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat, Şemseddin Sami
* İlk köy romanı: Karabibik, Nabizade Nazım
* İlk realist romancı: Recaizade Mahmut Ekrem
* İlk realist roman: Araba Sevdası, Recaizade Mahmut Ekrem
* İlk edebi roman: İntibah, Namık Kemal
* İlk tarihi roman: Cezmi, Namık Kemal
* İlk kadın romancı: Fatma Aliye
* İlk tiyatro: Şinasi’nin Şair Evlenmesi’dir.
* İlk mizah gazetesi: Teodor Kasap
* Matbaada basılan ilk kitap: Vankulu Lügati
* İlk mülakat (röportaj): Rüya,Ziya Paşa
* İlk makale: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi, Şinasi
* İlk kez noktalama işareti kullanılan eser: Tercüman-ı Ahval, Şinasi
* İlk şiir çevirisi: Tercüme-i Manzume, Şinasi
* İlk gazete: Takvim-i Vakayı, sahibi devlet (1831)
* İlk özel sanat, fikir, edebiyat gazetesi: Tercüman-ı Ahval, Şinasi, Agah Efendi (1860)
* İlk anı: Defter-i Amal, Ziya Paşa
* İlk oynanan tiyatro: Vatan yahut Silistre, Namık Kemal
* İlk edebiyat ders kitabı: Talim-i Edebiyat, R. Mahmut Ekrem
* İlk naturalist roman: Zehra, Nabizede Nazım
* İlk öykü: Letaif-i Rivayet, A. Mithat Efendi
* İlk gerçekçi öykü: Küçük Şeyler, Sami Paşazade Sezai
* İlk doğa betimlemesi: Sahra, Abdülhak Hamit Tarhan
* İlk eleştiri:Tahrib-i Harabat,Namık Kemal
SORU: TANZİMAT DÖNEMİ ESERLERİNDE TOPLUMUN EĞİTİLMESİ Mİ,ESTETİK KAYGI VE ZEVK Mİ ÖNEMLİDİR?
Toplumun eğitilmesi önemlidir,bu dönem eserlerinde “fayda” ön plandadır.
SORU: TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ ZİHNİYETİNİ MADDELER HALİNDE YAZINIZ.
Tanzimat
edebiyatı zihniyeti yüzünü her anlamda Batıya dönmüş,Batı’daki gelişme
ve değişimleri yakın takibe almış bir karakter gösterir.Başka bir
ifadeyle devletin kötü gidişatına çare bulmak için yeni tedbirler alıp
kanunlar çıkararak her alanda Batı’ya yönelmek ve çağın gereklerine
uygun olarak yenileşmektir.
SORU: BATI’DAKİ RÖNESANS İLE BİZDEKİ TANZİMAT HAREKETİ ARASINDA HANGİ YÖNLERDEN BENZERLİKLER VARDIR?
· İki hareket de Ortaçağ zihniyetine karşı girişilen bir yenileşme hareketidir.
· İki harekette de yeni kavram ve düşüncelere yöneliş başlamıştır.
· İki harekette de insana değer verilen bir gelişme başlamıştır.
· İki
harekette de eleştirel bir yaklaşımla içinde yaşanılan dini-sosyal
ekonomik kültürel ve felsefi değerler ve bunları temsil eden
kurum-kuruluşlar sorgulanmaya başlanmıştır.
· Rönesans’ta kralların iktidarında zayıflama Tanzimat’ta padişahların yetkilerinde sınırlama görülmüştür.
· ARADAKİ FARK İSE RÖNESANS DOĞAL ŞEKİLDE GELİŞMİŞ ,TANZİMAT İSE DEVLET ELİYLE YAPILAN BİR YENİLEŞME HAREKETİDİR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.