Aruz ölçüsünün her kalıbı ile yazılabilir.
İlk beytine matla (doğma yeri, gazelin doğduğu beyit), son beytine makta (kesme yeri, gazelin kesildiği beyit) denir; matlanın altındaki beyte hüsn-i matla (Matlanın güzelliği; yani, matlaya güzellik katan beyit), maktanın üstündeki beyte de hüsn-i makta (maktanın güzelliği; yani, maktaya güzellik katan beyit) adı verilir; gazelin en güzel beytine de beyt-ül-gazel (gazelin beyti) denir.
Makta beytinde şairn mahlas'ı geçer.
Şairin mahlasının geçtiği beyte “mahlas beyit” denir.
Gazel, Divan şiirinin en yaygın ve en gözde türüdür. Şairlerin gücü, genellikle, gazellerinde gösterdikleri başarı ile ölçülür; nitekim, Fuzuli, bu konuda şöyle der:
Gazel bildirir şâirin kudretin
Gazel artırır nâzımın şöhretin
Gazel, genellikle aşk (sevgilinin güzelliklerinin övgüsü, âşıka çektirdiği cefadan, yüz vermemesinden yakınma, kıskanma, ayrılık acısı, özlem, kavuşma [vuslat] isteği, vb.) ve şarap (meyhane, bezm [içkili toplantı], câm-ı Cem [Cem'in kadehi], sâkî, vb.) temaları, zamandan yakınma, felsefî ve didaktik düşünceler üzerine yazılır. Beyitler arasında konu birliği yoktur (1’inci örnek gazelin 1'inci beytinde sevgilinin bir sözü, 2'inci beytinde meyhanenin niteliği; 3'üncü beytinde üç çifte kayıkta şarkı okuyup geçen bir güzel, 4'üncü beyitte ney adlı çalgının niteliği, 5'inci beyitte ozanın sevgilisiyle Göksu'ya gidip içki içtiği anlatılmaktadır).
Bazı gazellerde konu birliği bulunur; böyle gazellere yek-âhenk (tek ahenkli) adı verilir.(2’inci gazel örneği yek-ahenk gazeldir)
Bütün beyitleri aynı güzellikte olan gazellere yek-âvâz (tek sesli) denir.
Genellikle konu birliği olmadığı için, gazellere konuyu belirten bir başlık, bir ad konmaz; bunlar ya redifleriyle (Var içinde gazeli, vb.) ya da ilk dizelerinin ilk sözcükleriyle (Beni candan usandırdı gazeli, vb.) anılır.
Biçim bakımından, gazelin iki çeşidi vardır:
a- Düz Gazel
b- Musammat Gazel
a- Düz gazel:Yukarıda özellikleri sayılan gazeldir.
b- Musammat gazel:Dizelerin ortalarında da, her beytin birinci dizesinin son sözcüğüne uygun uyak kullanılan gazeldir; yalnız, 1'inci beytin ortası uyaksız olur .
-------------------------a
-------------------------a
-------------b----------b
-------------b ----------a
-------------c-----------c
-------------c-----------a
Bu çeşit gazellerde, makta beyti dışındaki beyitlerin ortadan bölünen parçaları alt alta yazıldığı zaman, musammat biçimi ortaya çıktığı için, gazele o ad verilmiştir.
-------------------------------b
-------------------------------b
-------------------------------b
-------------------------------a
-------------------------------c
-------------------------------c
-------------------------------c
-------------------------------a
Gazel Örneği - 1
Bir söz dedi canan ki keramet var içinde
Dün giceye dâir bir işaret var içinde
* * *
Meyhane mukassi görünür taşradan amma
Bir başka ferah başka letafet var içinde
* * *
Eyvah o üç çifte kayık aldı karârım
Şarkı okuyup geçti bir âfet var içinde
* * *
Olmakta derûnunda hevâ âteş-i sûzan
Nâyın diyebilmem ki ne halet var içinde
* * *
Ey şun nedîmâ ile bir seyrin işittik
Tenhâca varıp Göksu'ya işaret var içinde
Nedim
Günümüz Türkçesiyle:
1) Sevgili, bir söz dedi, içinde keramet var; / İçinde dün geceye dair bir işaret var. 2) Meyhane dışardan kasvetli görünür ama / İçinde başka bir ferahlık, başka bir güzellik var. 3) Eyvah! o üç çifte kayık beni yerimde duramaz etti; / İçinde bir âfet var, şarkı okuyup geçti. 4) Ney'in içinde ne hal var anlatamam; / İçindeki hava yakıcı ateş olmakta. 5) Ey neşeli güzel; Nedim ile bir gezmeni işittik / Yalnızca Göksu'ya gitmişsiniz, bu gezmede içki de varmış.
** Yukarıdaki gazelde, 1’inci beyit “matla”, 2’inci beyit “hüsn-i matla”, 4’üncü beyit “hüsn-ü makta”, 5’inci beyit “makta” bölümüdür.
Gazel Örneği - 2
Nâm ü nişane kalmadı fasl-ı bahardan
Düştü çemende berk-i dıraht i'tibârdan
* * *
Her yâneden ayağına altun akıp gelir
Eşcâr-ı bâğ himmet umar cûybârdan
* * *
Sahn-ı çemende durma salınsın sabâ ile
Âzâderir nihâi bugün berk ü bârdan
* * *
Bakî çemende hayli perişan imiş varak
Benzer ki bir şikâyeti var rüzgârdan
Baki
Günümüz Türkçesiyle:
1) Bahar mevsiminin adı ve izi kalmadı, / ağaç yaprağı çayırda itibardan düştü (yani dalından yere düştü). 2) Bahçenin ağaçları akarsudan yardım diledi; / onun için, ayağına her yandan altın akıp geliyor. 3) Fidan bugün yaprak ve meyvedan kurtulmuştur, / çayırın ortasında tan yeliyle durmadan salınsın. 4) Baki / yaprak, çayırda epey perişanmış; / rüzgârdan (ya da: zamandan) bir şikâyeti var gibi görünüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.