CEVAPLAR EKLENMEYE DEVAM EDİYOR….
2. METİN
ELHAN-I ŞİTA
1. Yahya Kemal, “Şiir, musikinin kız kardeşidir. ” sözü
ile neyi vurgulamaktadır?
Bu sözle, şiirin ses ahenginin
olduğu, şiirdeki seslerin uyumunun insanı bir şarkı gibi etkilediği anlatılmak
istenmiş. Yahya Kemal, şiirde ahengi sağlayan unsurlardan ölçü ve uyağın
vazgeçilmez olduğunu da ifade etmiş oluyor.
11.ETKİNLİK
a. Şiirin müziğe yakınlaştırılmasında aruzun rolü nedir?
Aruz ölçüsü şiirde ahengi sağlayan unsurlardandır. Aruz ölçüsünde belli
kalıplar vardır ve bu kalıplarda heceler belli bir düzene göre açık ve kapalı
olarak sıralanırlar. Bu aruz kalıpları şiire ritim kazandırır. Aruz ölçüsü,
şiire ahenk, müzikalite, ritim sağlayan bir ölçüdür diyebiliriz.
Şair, Elhân-ı Şitâ’da aruzun üç değişik
veznini kullanır:
a)
Feilâtün mefâilün feilün (failâtün) (fa’lün)
b)
Mef’ûlü fâilâtü mefâîlü fâilün
c)
Mef’ûlü mefâîlü mefâîlü feûlün
b. Şairin üç değişik aruz kalıbını kullanması, “sanat ve
şiirde güzellikten başka gaye aramama” tutumu ve şiirin müzikal değerini
artırma çabası ile nasıl ilişkilendirilebilir? Açıklayınız.
Şairin üç farklı aruz ölçüsü kullanması şiirde anlam
ile ses arasında bir uyum arayışı içinde olduğunu göstermektedir.. Bazı
şarkıların hareketli ve coşkulu, bazılarının ağır ve duygusal olması gibi bu
şiirde de anlatımın akışına göre farklı ritmik özelliklere sahip kalıplar
kullanılmıştır. Şair bunu yaparken şiirde ses ile anlam uyumunu kurmayı amaçlamıştır.
12.ETKİNLİK
a. Şiirin kafiyelerini bulunuz.
... uçuş
|
|
...kuş
|
-uş: tam uyak
|
...kar
|
-ar: tam uyak
|
...arar
|
-(s)ı:redif
|
...sürûd-ı şeydâsı
|
-dâ: zengin uyak
|
...neşîdeleri
|
-i:redif
|
...ferdâsı
|
-er: tam uyak
|
...yeri
|
|
….kelebek
….melek ……-ek: tam uyak
….üstünde
….yelpâze
….mürde
….pervâze ….. –de: tam uyak, -âze: zengin uyak
b. “Arar, ağlar, kuşlar, yuvalar, kovalar, uçarlar” ve
“lerze, serd, kebûter, bahâr, derin, yeri, rîşe, mürde, düşer, dallar,
ser-te-ser, tüyler” kelimelerinde ortak ses nedir?
Bu kelimelerde “r” sesi ortaktır. Aliterasyon sanatı yapılmıştır.
c. Kışın hâkim olduğu dizelerde hangi ünsüzlerle (sert,
yumuşak) aliterasyon yapılmaktadır? Bu durumun nedenini açıklayınız.
Destinde ey semâ-yı şitâ tûde tûdedir / Berg-i semen, cenâh-ı kebûter,
sehâb-ı ter...” (Elinde, yığın yığındır: Yasemin yaprağı, güvercin kanadı,
yüklü bulutlar.) “t” ünsüzü çokça kullanılmış, aliterasyon yapılmıştır. Bu dizelerde karın yağmaya başlayacağı anlamı
vardır. “T” ünsüzünün tekrarıyla havanın soğumasını yansıtmak istemiştir şair.
ç. Şair, şiirde kullandığı
sesleri seçerken niçin dikkatli davranmıştır?
Şair karın yağışını hissettirmek, ses ahengini sağlamak için sesleri
seçerken dikkatli davranmıştır.
2. Şiiri “Nazım = nesir + ahenk veya musiki” şeklinde
formülleştiren Cenap Şehabettin’in Elhân-ı Şitâ’sı için onun tabiriyle “musiki
gibi şiir” denilebilir mi? Cevabınızı şiirden örnekler vererek açıklayınız.
Cenap
Şahabettin, şiiri duyguların ahenkli ve müzikal bir söyleyiş tarzıyla dile
getirilmesi olarak görmüştür. Şair, Elhan-ı Şita şiirinde ahenkli söyleyişi kurmayı başarmıştır. Şiirin
genelinde okuyucuyu olay içinde yaşatan bir anlatım akışı vardır, “kış, kar,
beyaz, dökülmek, uçmak, kanat, kuş, sessizlik, uyku” gibi sözler kış
mevsiminin oluşturduğu çağrışımın gücünü ortaya koymaktadır.
3. Elhân-ı Şitâ’yı kahramanlık şiiri okuyormuş gibi okumak
doğru mudur? Neden?
Doğru değildir. Bu şiir bir kahramanlık şiiri değildir, bir tabiat olayını
karın yağışını anlatmaktadır. Anlamına uygun bir şekilde vurgu ve tonlamalar
yapılarak sakin bir ses tonuyla okunmalıdır.
13.ETKİNLİK
a. Sone ve serbest müstezatla ilgili sunumunuzu
gerçekleştiriniz.
b. Elhân-ı Şitâ’nın sone ve serbest müstezat nazım
şekillerinden hangisiyle yazıldığını belirtiniz.
4. Dizelerin bir araya getirilişinde dikkat edilen bir kuralın
olup olmadığını söyleyiniz.
Dizelerin
bir araya gelmesinde anlam ve ses uyumuna dikkat edilmiştir. İlk bölümde artık
mısra olarak tekrarlanan "Gibi kar, kar" sözleri bir ritim
oluşturmanın yanı sıra karın kesik kesik yağışını da yansıtmaktadır.
"kar, arar, ağlar" kelimelerindeki "ar" kafiyeleri de
"kar"ı çağrıştırıyor. İkinci bölümdeki kelimelerin sıralanışından,
karın daha yoğun yağdığı izlenimini çıkarabiliriz.
5. Elhân-ı Şitâ’da “sözün beyitte bitirilmesi şartı”na
bağlı kalınıp kalınmadığını belirleyiniz.
Elhan-ı Şita şiirinde sözün beyitte bitirilmesi şartına bağlı
kalınmamıştır.
6. Elhân-ı Şitâ lirik, epik, pastoral, didaktik şiir
türlerinden hangisiyle adlandırılabilir? Neden?
Lirik bir şiirdir. Bir kış manzarasını, karın yağışını duygusal bir tarzda
işlediği için lirik bir şiirdir.
14.ETKİNLİK
Dört gruba ayrılınız. Grup sözcülerinizi
seçiniz. Elhân-ı Şitâ şiirini dört bölüme ayırınız. Şiirin bölümlerini gruplar
arasında paylaşınız. Grup olarak incelediğiniz dizelerde şairin bahara ve kışa
dair nelerden bahsettiğini belirleyiniz.
Şiirin birinci bölümü:
Bir beyaz titreyiş, bir dumanlı uçuş,
Eşini kaybeden kuş
gibi kar
Geçen ilkbahar günlerini arar...
Ey kalplerin çılgın nağmeleri,
Ey güvercinlerin ilahileri,
O baharın işte budur yarını, geleceği:
Kapladı derin bir sessizlik yeri,
karlar
Ki sessizce sürekli ağlar.
Burada karların uçuşunun tasviri yapılmış, bahar mevsimi anılmış.
Benzetmeler var: Karlar, beyaz titreyişler halinde dumanlı uçuşları olan eşini
yitirmiş kuşlara benzetilmiş.
Şiirin ikinci bölümü:
Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
Bir beyaz melek kanadının tüyü
gibi kar
Seni solgun bahçelerde arar.
Sen açarken çiçekler üstünde,
Ufacık bir çiçekli yelpaze,
Ey ölü, şimdi senin cenazen üstünde,
Parça parça uçmaya başladı
karlar
Ki gökten düşer düşer, ağlar.
Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar,
Küçücük, beyaz başlı baykuşlar
gibi kar
Sizi dallarda, yuvalarda arar.
Gittiniz, gittiniz siz ey kuşlar,
Şimdi boş kaldı büsbütün yuvalar;
Yuvalarda - figansız yetim kalan-
Son kalan mavi tüyleri kovalayan
Karlar
Ki havada uçar uçar, ağlar.
Bu dizelerde bahara ait unsurlar işlenmiş. Şair baharda çiçeklerin üstünde
dolaşan bir kelebeği hatırlıyor, karların yağışıyla çiçekler karlarla kaplanmış
ve kelebek de ölmüştür. Bu bölümde kaybolan saadet duygusu yansıtılıyor.
Şair, karları bir meleğin kanadının beyaz
saçağına benzetmiştir. Karlarla ilgili betimlemeler var. Hüzün duygusu ön
planda.
Şiirin üçüncü bölümü:
Ey kış günlerinin göğü!
Elinde, yığın yığındır:
Yasemin yaprağı, güvercin kanadı, yüklü bulutlar.
Dök ey gök, -tabiatın ruhu uykudadır-
Kara toprağın üstüne bembeyaz çiçekler...
Her ağaçlık, şimdi -Ne yaprak ne çiçek!-
Ümitsiz ve siyah renkli bir gölgeler yığını...
Ey kış semasının eli, durma çek,
Her ağaçlığın üzerine bir beyaz örtü.
Şair gökyüzüne sesleniyor. Gökyüzünün, kara toprağın üstüne bembeyaz
çiçekler dökerek tabiatın ruhunu uyandırmasını istemektedir.
Burada şairin gerçeklerden kaçma ve karın beyaz saflığına sığınma düşüncesi
olduğunu söyleyebiliriz.
Dördüncü Grup: Şiirin dördüncü bölümü:
Göklerden arzular gibi dökülüyor kar.
Her yanda hayalim gibi koşturuyor kar.
Sessiz bir rüzgârın saf kanadında uyuklar,
Bir aralık durup sonra uçarlar.
Soldan sağa, sağdan sola titreyerek ve kaçarak,
Kâh uçarak tüyler gibi, kâh
yuvarlanarak...
Karlar... Sessizlik ilahilerinin ezgileri,
Karlar... Bütün melekler âleminin bahçelerinin
çiçekleri
Ey göğün eli, kara toprak üzerine dök,
Ey göğün eli, cömertliğin eli, kışın eli dök:
Bahar çiçeklerinin yerine beyaz karı (dök)
Kuşların nağmeleri yerine ümit sessizliğini (dök)
Anlatımın akıcılığından ve ritminden kar yağışının başladığını anlıyoruz.
Kar yağışının havada uçuşması, dönerek ve yuvarlanarak yerlere inmesi
anlatılmış. Kar yağışının, insana sessiz bir ümit hissi verdiği ifade edilmiş.
7. Tasvirleri durağan, hareketli oluşlarına göre
değerlendirerek şiirde hareketin önemini ifade ediniz.
Betimlemeler, karın hareketlerine göre verilmiş. Kar taneleri yeryüzüne
usul usul inmektedir. Betimlemeler de buna uygun, fazla hareketli değil,
durağan olarak yapılmış.
15.ETKİNLİK
Sembolizm ve empresyonizmin özelliklerini
tahtaya sıralayınız. Bu akımların hangi • özellikleri Elhân-ı Şitâ şiirinde
görülmektedir? Örnek veriniz.
8. Doğal çevreyi anlatırken şair, nelere dikkat etmiştir?
Anlatılanlar şairin duygu ve düşünce filtresinden geçmiş şekilde mi karşımıza
çıkmaktadır? Niçin?
Şair doğal çevreyi olduğu gibi değil, kendi anlayış ve zevkinin süzgecinden
geçirerek anlatmıştır. Kar, şaire göre kuru kuruya bir doğa olayı değildir.
Şair, karın saflığını, temizliğini ve bütün çirkinlikleri örten beyazlığını
yüceltir.
16.ETKİNLİK
a) Şiire hâkim olan duygu nedir?
Kaybolan bir mutluluk duygusu
b) Şair, doğa tasvirini kendi ruh hâlini anlatmak için
araç olarak kullanmış olabilir mi? Tartışınız. Ulaştığınız sonucu defterinize
yazınız.
Şair, ruh halini anlatmak için doğa tasvirini araç olarak kullanmıştır.
Bahar ve kış mevsimiyle ilgili kavramları iç içe işlemiş, ruhundaki hüznü,
karmaşayı yansıtmıştır. Baharın kaybolmasına üzülen şair, kışın gelişine hüzün
duysa da isyan etmemekte bu doğa olayıyla ruhunu dinlendirmektedir.
9. Karların önce yavaş yavaş ve parça parça, sonra hızlı
hızlı ve lapa lapa yağışı ile şairin ruh hâli arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
Bu, şairin ruhundaki değişimleri yansıtmaktadır. İnsanın önce hüzünlenip
sonra gözyaşı dökmesi gibi…
10. Şiirin temasını bulunuz. Temanın soyuta mı, somuta mı;
bireye mi, topluma mı daha yakın olduğunu açıklayınız.
Kar ve hüzün, kaybolan mutluluk – Bu tema soyuttur, bireye yakındır.
11. Şiirde işlenen temanın evrensel özellik taşıyıp
taşımadığını söyleyiniz.
Şiirde işlenen tema evrensel bir nitelik taşımaktadır.
12. Şairin ruh hâli ve şiire hâkim duygu ile şiirin
yazıldığı dönemi ilişkilendiriniz. Şiiri oluşturan zihniyeti belirtiniz.
Şairin ruh halinde karamsarlık ve melankoli görülüyor. İnsanı hüzünlendiren
ve derin düşüncelere yönelten doğa betimlemelerine ağırlık vermiş. Servetifünun
sanatçılarının genel ruh yapısını yansıtmaktadır. Servetifünun dönemi zihniyeti
hakimdir.
13. Divan şiirindeki gazel, kaside gibi türlerde işlenen
temalarla Elhân-ı Şitâ şiirinin temasını karşılaştırınız. Şiirin içeriğinde
Tanzimat’la başlayan yenilikle Elhân-ı Şitâ’nın teması arasındaki ilişkiyi
söyleyiniz.
Divan şiirindeki gazellerde aşk, sevgiliye özlem, dünyanın güzellikleri; kasidelerde
ise din ve devlet büyüklerine övgü gibi temalar işlenmiştir. Elhan-ı Şita
şiirinde ise bireysel bir tema farklı bir bakış açısı ve üslupla işlenmiştir. Elhan-ı
Şita şiiri, ele aldığı temanın bireysel olması bakımından divan şiirine
benzemektedir. Ancak temanın işleniş biçimi ve kullanılan üslup bakımından
kendine ve dönemine özgüdür.
14. Şiirin dilini konuşma dili ile karşılaştırınız.
Benzerlik ve farklılıkları söyleyiniz.
Dil olarak Arapça ve Farsça kelimelerle yüklü ağır bir dil kullanılmış.
Şiirin günümüz Türkçesine çevrilmiş bölümünde zaman zaman konuşma diline daha
yakın bir kullanımın olduğunu görüyoruz. Ancak sanatlı, istiareli bir söyleyiş
olduğundan sanatsal bir dil vardır.
Bir dizenin ortasından başlayıp birkaç
dize sonra biten, yan yana getirildiğinde nesir parçası zannedilebilecek cümleleri, düz yazı
gibi okuyunuz. Elde ettiğiniz yeni metnin güçlü ve pürüzsüz bir nesir parçası
olup olmadığını tartışınız. Ulaştığınız sonucu defterinize yazınız.
15. Şiirde bahara (mutluluğa) ait birçok şeyin kışın
gelmesiyle kaybolduğu ifade edilmektedir. Şair, hangi varlığı mutluluk duygusu
ile ilişkilendirmiştir?
Şair, kışın gelmesiyle bahara ait unsurların yok olmasından elem duyuyor.
Kışın, bahar çiçekleri yerine kar taneleri var. Kar taneleri, mutluluk ve hüzün
duygusunu bir arada veriyor şaire.
16. Şiirdeki diğer imajları göstererek bunların nasıl
kullanıldığını söyleyiniz.
Şiirdeki
imajlar (imgeler):
"Beyaz titreyiş, dumanlı uçuş kalplerin çılgın
ezgileri, güvercinlerin şarkıları, derin sessizlik, beyaz melek kanadının
saçağı, mavi tüyler, tabiatın ruhu, gölgeler siyahlıklar ve ümitsizlikler
yığını, beyaz örtü, emeller gibi yağan kar, hayal gibi koşan kar, sessiz
rüzgâr, saf kanat, sükût ilahilerinin ezgileri, semanın eli, cömertliğin eli,
kışın eli, kuşların ezgileri, ümit sessizliği."
17. Dizelerdeki söz sanatları ile şairin “resim gibi şiir”
yazma gayretini ilişkilendiriniz.
Şiirdeki
söz sanatları genelde teşbih ve istiaredir. Bu da şiirin anlamsal kurgusunda
gözlemin ve betimlemenin önemli bir etkisi olduğunu göstermektedir. Şair, doğayı bir ressam dikkatiyle izlemiş,
gördüklerini kendi bakış açısına göre yorumlamış ve tablo gibi şiir yazmıştır.
18. “Küçükken en tatlı eğlencem, resimli kitapların
yapraklarını çevirmekti.” diyen şairin şiiri için “resim gibi şiir” denilebilir
mi? Neden?
Evet, denilebilir. Şair resim gibi şiir yazmıştır. Şairin güçlü
betimlemeleri vardır. Şair, kelimelerle adeta bir kış tablosu çizmiştir.
18.ETKİNLİK
Onuncu etkinlikte yaptığınız resim veya
yazdığınız öykü ya da şiirle Cenap Şehabettin’in şiirindeki kar manzarasının
farklılıklarını belirleyiniz.
19. Şiirde anlatılan duyguların bireysel olup olmadığını
söyleyiniz.
20. Şiirle ilgili duygu ve düşüncelerinizi
arkadaşlarınızla paylaşınız.
21. Şair ile anlattığı manzara arasındaki ilişkiyi ifade
ediniz.
Şair, tabiatı canlı bir varlık, insan gibi düşünmüş. Karın yağışıyla ilgili
betimlemelerle şair ruhsal durumunu yansıtmıştır.
22. Şiirde anlatılanların düz yazı ile ifade edilip
edilemeyeceğini belirtiniz. Ulaştığınız sonucu, nedenini de belirterek
defterinize yazınız.
Düz yazı ile ifade edilemez. Çünkü düz yazı ile aynı duyguları yakalamak mümkün
değildir. Düz yazıda şiirdeki ahenk, ritim unsurları kaybolacaktır.
23. Temanın ele alınış biçimi, aruzun farklı kalıplarının
bir arada kullanılışı, dil ve anlatım yönünden değerlendirildiğinde Elhân-ı
Şitâ şiiri, divan ve Tanzimat şiirinden hangisine daha yakındır? Bu yakınlık, o
geleneğin devamı şeklinde algılanabilir mi? Açıklayınız.
24.
Elhân-ı
Şitâ şiiri temanın ele alınış biçimi yönünden Tanzimat şiiri geleneğine
yakındır çünkü divan şiirinin klasik konularının dışına çıkmıştır. Şiirde
aruzun farklı aruz kalıplarının kullanılması Servet-i Fünun şiirinin bir özelliğidir.
Şiir dil ve anlatım yönünde divan şiiri geleneğine yakındır.
19.ETKİNLİK
Elhân-ı Şitâ’yı seçtiğiniz günümüz şiiri
ve kitabınızın 35. sayfasındaki Namık Kemal’e ait kasideyle tema, ölçü,
dizelerin kümelenişi, dil, anlatım yönünden karşılaştırınız. Benzerlik ve
farklılıkları defterinize yazınız.
25. Cenap Şehabettin’in fikrî ve edebî yönüyle ilgili
çıkarımlarda bulunarak sonuçları maddeler hâlinde tahtaya yazınız.
26. Cenap Şehabettin’in eserinde dile getirdikleri ve ruh
hâli, şairin yaşadığı dönemin gerçekliğiyle ne derece örtüşmektedir?
Dönemin gerçekliğiyle örtüşüyor. Servet-i
Fünun sanatçılarının çoğunda karamsarlık, hüzün bireysellik görülür.
devamı yok mu yhhaaaa
YanıtlaSil