Aşağıda verilen parçaların altındaki boşluklara hangi anlatım biçiminin
özelliklerini taşıyorsa o anlatım biçimini örnekteki gibi yazınız.
- Havalar eskisi
kadar soğuk değil bugünlerde. Ağaçların halinden belli. İşte dallara da su
yürüdü Artık yeşili kimse tutamaz. Bir iki haftaya kalmaz tomurcuklar da
patlar. Kuşlar döner seferlerinden. Börtü böcek uyanır. Yollara düşer cümle
âlem. Tarla işi, bağ bahçe işi derken bahar da gelir geçer sessizce. (Öyküleyici
Anlatım)
- Yüreğinin en
kuytu yerindeki kimsesizliğini, daralmışlığını, hayal kırıklığını, öfkesini,
korkusunu, arzularını ve ümitlerini paylaşacak sıcak ve yufka yürekli
kimsecikleri bulamayınca; gecenin bu vaktinde ve parlak yıldızların altında;
modası çoktan geçmiş bir şairin kitabı, ona yüreğinin en kuytu yerindekilerden
haber vermeye kalkışmıştı.
(...........................)
- O durgun göl
kenarlarında, akşam balıkların ve beyaz su kuşlarının, tozlu rüzgârın ve
titreyen çimenlerin, tar!a kuşunun, kertenkelenin birlikte söylediği ilahi
ansızın kesildiği zaman görüldü ki; yeşil ovayı bir baştan bir başa bıçak gibi
kesen geniş, kara, parlak bir yol açılı vermiş. (..........................)
- Bu memleket
niçin bizim? Dört yüz atlıyla Orta Asya’dan gelip fethettiğimiz için mı? Böyle
diyenler gerçekten benimsemiyor anayurt saymıyorlar bu memleketi. Gurbette
biliyorlar kendilerini yaşadıkları yerde. Frigyalılar, Yunanlılar, Persler, Romalılar,
Bizanslılar, Moğollar da fethetmişler Anadolu'yu. Ne olmuş sonunda? Anadolu
onların değil, onlar Anadolu'nun malı olmuş. Bu memleket bizim olduğumuz için
bizim. Fethettiğimiz için değil.
(..........................)
- Mevzilerdeyiz,
kurşun ve bomba yağdırıyoruz Düşman bizi görmüyor Biz yukarıdayız, onlar aşağıda.
Daha sonra ben yaralandım. Birkaç arkadaş şehit düştü. Geri çekildik. Ortalık
ana baba günü Kanlı Dere'nin içine girdik Yere düştüm kalkamadım. Yüzbaşı
geldi hastaneye göndermeye çalıştı Ama ben istemedim. Yattığım yerden de ateş
edebilirim komutanım, dedim.
( .................)
- Uyandığımda
kanatlı bir atın üzerindeydim. Dağları, denizleri, ovalar, hızla geçiyorduk ki
mağaraya sıkıştığını zannettiğimiz ejderha yeniden peşimize takıldı. Ağzından
çıkardığı alevin sıcaklığı enseme kadar geliyordu At, ejderha yaklaştıkça
huysuzlanıyor, ani manevralarla ondan kurtulmaya çalışıyordu. Derken sık
kayınlarla dolu bir ormana daldık. (...........................)
- Yıl 2029.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği dünyamızı iyice tehdit etmeye başlamıştır.
Sanayileşme, ormansızlaşma, enerji üretimi ve diğer insan etkinlikleri
sonucunda değişen dünya yapısı artık insanların ihtiyaçlarını
karşılayamamaktadır. Bunun yanı sıra artan sıcaklık ortalamaları canlıları
tehdit eder hale gelmiştir. Zira buna bağlı olarak su kaynakları azalmış ve
içme suyu için çoktan savaşlar başlamıştır. (...........................)
- Birlikte yaşam
zorunluluğu, insanı kendi benzerleriyle ilişki içinde bulunmaya zorlar. Bu
ilişkiler çok çeşitli ve çok boyutludur. "Sosyal ilişkiler" adı verilen
bu ilişkiler, belli davranış kurallarını gerektirir. Sosyal davranış
kurallarını din, ahlak, görgü ve hukuk kuralları oluşturur. Hangi ad altında
olursa olsun, sosyal davranış kuralları, insan davranışlarını sınırlar.
(...........................)
- Tus şehrinde
Gazele köyünde doğan Gazali iyi bir öğrenim gördü. Gazali'nin yaşadığı çağlarda
felsefe öğrenimi yaygındı. Felsefe dersleri aldı. Nizamiye Medresesinde
müderrislik yaptı. Eğitim ve öğretime dair düşüncelerini yazdığı eserlerinde
dile getirdi. Farabi ve İbn-i Sina'yı eleştirdi.
(...........................)
- Bir pazar
akşamı, yemekten sonra Mehmet Ali'ye:
- Bizi bu gece
yine uyutmayacaklar, bari bir yere kaçsak, dedim
- Nereye?
- Örneğin,
doktorun evine... Zaten bizi çağırıp duruyor.
- Başka gece
gideriz.
- Niçin bu gece
gitmiyoruz, diye sordum Mehmet Ali yüzüme baktı:
- Düşman pusuda.
Su uyur düşman uyumaz bilmez misin?
- Bilirim ama...
Kaç gecedir gözümüze uyku girmedi, dayanamayız.
(...........................)_
şunların cevaplarınıda vereydiniz
YanıtlaSil